SUÇA İŞTİRAK • ASLİ FAİL • TAHRİK İNDİRİMİ-İSTANBUL CEZA AVUKATI ZEKİ BULGAN-İSTANBUL AĞIR CEZA AVUKATI ZEKİ BULGAN-BAKIRKÖY CEZA AVUKATI-BAKIRKÖY AĞIR CEZA AVUKATI

25 Kasım 2019by admin

SUÇA İŞTİRAK • ASLİ FAİL • TAHRİK İNDİRİMİ

Özet

İştirak durumunda, tahrik ve suça özel diğer durumlar gözetilerek ayrı ayrı hüküm kurulmalıdır.

YARGITAY 1. CEZA DAIRESI E: 2007/3670 K: 2007/4999 T: 21/06/07

Atilla’yı taammüden öldürmekten sanık YG, işbu suça iştirakten sanıklar UG, Mevlüt kızı HG ve Mehmet kızı HG’in yapılan yargılanmaları sonunda: Hükümlülüklerine, Mevlüt kızı HG hakkında TCK’nın 296/son maddesi gereğince ceza tertibine yer olmadığına ilişkin (BAKIRKÖY) İkinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 26.06.2006 gün ve 306/162 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanıklar müdafii ve müdahil vekili taraflarından istenilmiş, sanıklar müdafii duruşma da talep etmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: UG ve Mehmet Kızı HG hakkında duruşmalı, YG hakkında duruşmaya müdafii göndermemesi nedeniyle duruşmasız, müdahilin temyizi vechile incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

1-    Tüm dosya kapsamına, mahkemenin kabul ve uygulamasına göre sanık Hatice (Mehmet kızı)’nin, suçu sanık Yılmaz ile doğrudan doğruya birlikte işlemeleri sebebiyle asli fail kabul edilerek cezalandırılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ve bu hususta bozma öneren tebliğnamenin (2) nolu düşüncesine iştirak edilmemiştir.

2-    Toplanan deliller karar yerinde, incelenip, sanıklar Yılmaz, Hatice (Mehmet kızı), Ufuk ve Hatice (Mevlüt kızı)’nin suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde sanıklar Yılmaz ve Hatice yönünden tasarlayarak öldürme, sanık Ufuk yönünden tasarlayarak öldürmeye yardım ve sanık Hatice (Mevlüt kızı)’nin suç delillerini ortadan kaldırma suçlarının nitelikleri tayin, takdire ve ayrıca sanık Yılmaz için tahrike ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanık Hatice (Mevlüt kızı) hakkında 765 sayılı TCK’nın 296/son. maddesi uyarınca ceza tertibine yer olmadığına karar verilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık Yılmaz müdafiinin tahrik indiriminin yetersiz olduğuna, sanık Hatice (Mehmet kızı) müdafiinin duruşmalı incelemede sübuta, asli fail olmayıp suça yardım eden durumunda bulunduğuna, tahrik indiriminin yetersiz olduğuna, sanık Ufuk müdafiinin duruşmalı incelemede sübuta, tahrik indiriminin yetersiz olduğuna, 5237 sayılı TCK’nın 28. maddesinin uygulanması gerektiğine, müdahil vekilinin sanıklar Yılmaz ve Hatice hakkında haksız tahrik bulunmadığına, takdiri indirim uygulanamayacağına, sanık Ufuk’un da asli fail olduğuna, takdiri indirim uygulanamayacağına, sanık Hatice (Mevlüt kızı) için suç vasfına yönelen ve yerinde görülmeyen, temyiz itirazlarının reddiyle,

A)    Sanık Hatice (Mevlüt kızı) hakkında kurulan ceza tertibine yer olmadığına dair hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA),

B)    Sanıklar Yılmaz, Hatice (Mehmet kızı) ve Ufuk hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

a- İddianamede maktulün canavarca hisle veya eziyet çektirilerek öldürüldüğüne dair bir anlatım ya da sevk maddesi bulunmamasına karşın, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 82/1-b. maddesi ile de hüküm kurulması,

b- Sanık Hatice (Mehmet kızı) ile daha önce evli iken boşanan ve ortak çocukları bulunan maktulün, sanık Yılmaz’ın eşi Hatice (Mevlüt kızı) ile rızaen cinsel ilişkisi sebebiyle sanık Hatice (Mehmet kızı) hakkında yapılan haksız tahrik indiriminin, olaydan etkilenme derecesi ve taraflara yakınlık durumları da dikkate alınarak sanık Yılmaz hakkında uygulanan haksız tahrik indiriminden daha az olması gerektiği gözetilmeden, hakkaniyete aykırı şekilde sanık Yılmaz ile aynı seviyede indirim yapılması,

c- Kendisine yönelik maktulden kaynaklanan haksız herhangi bir hareket bulunmayan sanık Ufuk hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması suretiyle eksik cezaya hükmedilmesi,

d- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi uyarınca belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılan sanıklar Yılmaz, Hatice (Mehmet kızı) ve Ufuk hakkında velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından getirilen kısıtlamanın, 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca şartla salıverilme tarihine kadar geçerli olduğunun gözetilmemesi,

Yasaya aykırı, sanık Yılmaz müdafii, sanık Hatice (Mehmet kızı) müdafii, sanık Ufuk müdafıileri ile mudahil Nazire vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, bozma kapsamına, ceza miktarına ve tutuklulukta geçirdikleri süreye göre sanık Hatice müdafii ile sanık Ufuk müdafîilerinin tahliye taleplerinin reddine, 20.06.2007 gününde (a) bendinde belirtilen bozma nedenine Üye Sabri Eyüp Yağcı’nın muhalefeti ve oyçokluğuyla, diğer tüm hususlarda oybirliği ile karar verildi.

KISMEN KARŞI GÖRÜŞ:

Tasarlayarak ve canavarca hisle insan öldürmekten sanık Yılmaz hakkında Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi sanığın ikrarına ve buna uyan maddi delillere dayanarak hüküm kurmuş Dairemizce bu hükmün denetimi sırasında iddianamede canavarca hisle insan öldürmekten tavsif ve sevk maddesi bulunmadığı halde 5237 Sayılı Yasanın 82/1-b maddesi ile hüküm kurulmasını sayın çoğunluk görüşü bozma nedeni saymıştır.

CMK’un 226 veya CMUK’un 258. maddesinde “sanık suçun hukuki niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir halde bulundurulmadıkça iddianamede kanuni unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkası ile mahkum edilemez hükmü vazedilmiştir. Bu maddelerin gerekçesinde kanun koyucu ve yargısal inançlarda da açıklandığı üzere; iddianamede gösterilen fiilin hukuki niteliğinin tayinde mahkeme iddia ve savunma ile bağlı olmadığı tümü ile serbest olduğu, suçun hukuki niteliğinin değişmesi, cezasının artırılması veya cezaya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektiren nedenlerin ilk defa duruşmada ortaya çıkması halinde sanığı haberdar edip o konuda savunma olanağı sağlayacaktır.

07.11.2003 günlü iddianamede sanık Yılmaz diğer sanık Mehmet kızı Hatice ile tasarlayıp eve çağırdığı maktulün eve girer girmez Yılmaz’ın ikrarı gibi keserle vurup yere düşürdüğü ve hala baygın olan maktulü banyoya taşıyıp onu parçaladığı ve cesedi poşetlere koyduğunu açıkça ifade etmiştir. Bu durumda ikrarını da doğrulayan maddi deliller karşısında suçun hukuki tavsifine iddianamedeki bu anlatımın hukuki tavsife yeter olduğu kanaatindeyim. Üstelik sanık ve müdafiinin yüzüne karşı okunan esas hakkında mütalaada eylemi duruşma Savcısı 82/1-a, b olarak nitelemiş savunmada buna göre yapılmıştır. Yani ilk defa duruşmada ortaya çıkan bir durumda değildir. Bu hususta yeni bir ek iddianameye gerekte yoktur. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 1973/3-433/825 ve 1973/2-194/2 sayılı kararlarında da açıklanarak istikrar bulmuştur. Bozma ilamımızın sadece 2 /B-a’daki düşüncelere sayın çoğunluk görüşüne bu nedenle katılamadım.

Üye Sabri Eyüp Yağc>

20.06.2007 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanıklar Ufuk ve Hatice müdafi avukatların yokluklarında 21.06.2007 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.

2008/3 2008/3 Kaynak:
https://www.istanbulbarosu.org.tr/karararama/KararDetay.aspx?ID=81

Faydalı Bağlantılar

Sorularınız İçin

Zeki Bulgan İstanbul Barosuna kayıtlı bir Ağır Ceza Avukatıdır.

Copyright © Zekibulgan.av.tr