HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI TEMYİZ EDİLEMEME

3 Şubat 2020by admin

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI TEMYİZ EDİLEMEME

Özet

ÖZET: 5271 sayılı CYY’nin 231/12. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı itiraz yasa yoluna tabi olup, bu karara karşı itiraz yasa yolu temyiz yasa yoluna başvurulması isabetsiz olduğundan mahkemece verilen red kararında bu yönüyle bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

YARGITAY CEZA GENEL KURULU E: 2010/3-127 K: 2010/149 T: 15/06/10

Sanık A.Ç.’nin, 6831 Sayılı Yasa’nın 93/1, 765 sayılı TCYnin 59/2 maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı CYY’nin 231/5. maddesi gereğince hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin, Gökçebey Sulh Mahkemesince verilen 07.05.2008 gün ve 118-53 sayılı karara yönelik, katılan idare vekilinin temyiz istemi, Gökçebey Sulh Ceza Mahkemesi’nce 18.07.2008 gün ve 118-53 sayı ile; verilen hükmün itiraz yasa yoluna tabi olduğu gerekçesiyle 1412 sayılı CYUY’nin 315/1.maddesi uyarınca reddedilmiş, temyiz isteminin reddine ilişkin kararın da, katılan vekilince temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce 29.03.2010 gün ve 256805602 sayı ile;

“Mahkemenin 07.05.2008 tarihli karar celsesinde yasa yolunun bildiriminde Anayasa’nın 40. maddesi ile 5271 Sayılı Kanun’unun    34/2, 231/2 ile 6. maddelerinde açıkça belirtildiği üzere yasa yolunun, süresi mercii ile şeklinin belirtilmesi ve bu hususların, karara yazılması zorunlu olduğu halde yazılmadığından müdahil idare vekilinin temyizi süresinde kabul edilerek, mahkemenin 18.07.2008 tarih ve 2008/53 sayılı temyizin reddi kararı kaldırılarak yapılan temyiz incelemesinde;

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:

Hükümden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 Sayılı Kanun’la, özel nitelikte olan 6831 sayılı Orman Kanununda getirilen köklü değişikliklerin ve ceza sisteminin lehe hükümlerinin bütün halinde değerlendirme sonucu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesi dikkate alınarak sanık lehine uygulanması gerekliliği ve 5728 Sayılı Kanun’un 562. maddesinin 1. fıkrası uyarınca CMY’nin 231/5, 14. madde ve fıkralarında öngörülen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında ceza sınırının 2 yıla çıkartılması ve soruşturma ile kovuşturması şikayete bağlı suç olma şartının kaldırılması kuralları gereğince bu hususların mahalli mahkemece birlikte değerlendirilmesi lüzumu” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Yargıtay C.Başsavcılığı’nca 27.05.2010 gün ve 195096 sayı ile;

“Somut olayda, sanığın 6831 Sayılı Yasa’93/1-4, TCK’nın 59/2 ve CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca 5 ay hapis cezasını içeren hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiş, katılan idare vekilinin temyiz istemi üzerine, anılan kararın temyizi olanaklı bulunmadığı gerekçesi ile temyiz isteminin reddine ilişkin karar oluşturulmuş, bu kez katılan idare vekili tarafından kararın temyizi kabil olduğu ileri sürülerek temyiz edilmiştir.

Sanığa atılı suç, CMK’nın 231/5. maddesi kapsamında kalmakta olup, hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya reddine ilişkin kararlara karşı başvurulabilecek kanun yolu, 5728 sayılı Yasanın geçici 1, 5271 Sayılı Yasa’nın 231/12. maddesi uyarınca itiraz yasa yoludur.

Yüksek Dairece, itiraz yolu açık olan karara yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin mahkemesince reddolunması yasal olup, bu karara karşı temyiz başvurusu üzerine dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesine karar verilmesi gerekmektedir” görüşüyle itiraz yasayoluna başvurularak, Özel Daire’nin 29.03.2010 gün ve 25680-5602 sayılı bozma kararının kaldırılması ile dosya incelenmeksizin mahalline iadesine karar verilmesi talep olunmuştur.

Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu’nca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

CEZA GENEL KURULU KARARI

Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, yerel mahkemece verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının tabi olduğu yasa yolunun belirlenmesine ilişkindir.

Gökçebey Sulh Ceza Mahkemesi’nce 07.05.2008 gün ve 118-53 sayı ile sanık Halik’in 6831 Sayılı Yasa’nın 93/1, 765 sayılı TCY’nın 59/2 maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı CYY’nın 231/5. maddesi gereğince hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itiraz yasa yolu açık olmak üzere karar verilmiş, katılan idare vekilince kararın temyiz edilmesi üzerine, Gökçebey Sulh Ceza Mahkemesi’nce 18.07.2008 gün ve 11853 sayı ile verilen kararın itiraz yasa yoluna tabi olduğu gerekçesiyle 1412 sayılı CYUY’nın 318/1. maddesi uyarınca temyiz isteminin reddine karar verilmiş, temyiz isteminin reddine ilişkin bu kararın da, katılan vekilince temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce, temyiz isteminin reddine ilişkin karar kaldırmak suretiyle incelenen hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

5271 sayılı CYY’nin 231/12. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı itiraz yasa yoluna tabi olup, bu karara karşı itiraz yasa yolu yerine temyiz yasa yoluna başvurulması isabetsiz olduğundan mahkemece verilen red kararında bu yönüyle bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Bu nedenle Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkemenin “temyiz isteğinin reddine” ilişkin kararın onanması ile 5271 sayılı CYY’nın 264. maddesi hükmü de nazara alınarak temyiz başvurusunun itiraz olarak kabulü ile asliye ceza mahkemesince inceleme yapılmak üzere dosyanın bu mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

Onama ile ilgili bölüm yönünden çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyesi A..K…;

“ A) OLAY

Yerel Mahkeme, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiş; bu karara karşı katılan vekil temyiz yasa yoluna başvurmuş; yerel mahkeme yasa yolunun temyiz değil itiraz olduğu gerekçesiyle temyiz isteğinin reddine karar vermiş; katılan vekili bu kez ret kararını temyiz etmiş; Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce yasa yolunun temyiz olduğu kabul edilerek yerel mahkemenin ret kararı kaldırılmış ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca bu karar itiraz edilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı başvurulacak yasa yolunun itiraz olması nedeniyle, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin bozma kararının kaldırılması ve itirazın incelenmesi için dosyanın mahalli iadesine karar verilmesi istenmiştir.

B) CEZA GENEL KURULUNUN KARARI

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca;

a) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasın karının itiraz yasa yoluna tabi olduğuna, bu nedenle Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce bozma kararının kaldırılmasına ve itirazın asliye ceza mahkemesince incelenmesi için dosyanın bu mahkemeye gönderilmesine (oybirliğiyle),

b) Ayrıca yerel mahkemenin “temyiz isteğinin reddine” ilişkin kararının “onanmasına” (oyçokluğuyla)

Karar verilmiştir.

C) TARTIŞMANIN KONUSU

İtiraz yasa yoluna tabi olan bir karar temyiz edildiğinde, yasa yolunun itiraz olduğu gerekçesiyle temyiz isteğinin reddine karar verilmesi doğrumudur?

D) İLGİLİ YASAL HÜKÜMLER

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinin 12. fıkrası:

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.l

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 264. maddesi:

(1) Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz.

(2) Bu halde başvurunun yapıldığı merci, başvuruyu derhal görevli ve yetkili olan mercie gönderir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrası:

5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasına göre, bölgeye adli mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 322. maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ila 326. maddeleri uygulanır.

1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 315. maddesi:

Temyiz isteği kanuni sürenin geçmesinden sonra yapılmış veya temyiz edilmeyecek bir hüküm temyiz edilmişse veya temyiz edenin buna hakkı yoksa, hükmü temyiz olunan mahkeme bir karar ile temyiz dilekçesini reddeder.

Temyiz eden taraf red kararının kendisine tebliğinden itibaren bir hafta Temyiz Mahkemesinden bu hususta bir karar verilmesini talep edebilir. Bu takdirde dosya Temyiz Mahkemesine gönderilir. Şu kadar ki, bu sebepten dolayı hükmün infazı tehir olunmaz.

E)    KONUNUN İRDELENMESİ

İtiraz yasa yoluna tabi olan bir karar temyiz edildiğinde, başvuran kimse kanun yolunda yanılmış olur. Bu durumda başvurunun yapıldığı merci, yasa yolu isteğinin reddetmekten, dosyayı itirazı inceleyerek mercie göndermek zorundadır.

Yasa yolunda yanılma olduğunda, ortada bir talep vardır. Bir yandan temyiz isteğinin reddine karar verilmesi, diğer yandan itirazın incelenmesi için merciine gönderilmesi, tek olan talebin bölünmesi anlamına gelir. Bu durum bir bakıma, yağma suçundan açılan dava üzerine, yağma suçundan beraat ve suçun niteliğinin değiştiği gerekçesiyle hırsızlık suçundan mahkumiyet hükmü kurulmasına benzemektedir.

Somut olayda, yasa yolunda yanılmış olan katılan vekilin temyiz talebi üzerine, yerel mahkemenin dosyayı itirazı inceleyerek olan mercie gönderilmesi gerekirken, “temyiz isteğinin reddine karar verilmesi” yasaya aykırıdır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca, ret kararının kaldırılması yerine onanmasına karar verilmesi doğru değildir.

F) SONUÇ

Ceza Genel Kurulu’nun belirttiğim kararın diğer bölümlerini benimsemekle birlikte, yerel mahkemenin yasaya aykırı olan ret kararının kaldırılması yerine onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.” Gerekçeleriyle, karşı oy kullanmıştır.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;

1) Yargıtay C. Başsavcılığı itirazın KABULÜNE,

2) Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 29.03.2010 gün ve 25680-5602 sayılı kararının KALDIRILMASINA<karar>,

3) Temyiz isteminin reddi kararının ONANMASINA,

4) 5271 sayılı CYY’nun 264/2. maddesi uyarınca gereğinin mahallinde yerine getirilmesi için dosyanın incelenmeksizin mahkemesine İADESİNE,

15.06.2010 günü yapılan müzakerede iade yönünden oybirliğiyle, onama yönünden ise oyçokluğu ile karar verildi.

Faydalı Bağlantılar

Sorularınız İçin

Zeki Bulgan İstanbul Barosuna kayıtlı bir Ağır Ceza Avukatıdır.

Copyright © Zekibulgan.av.tr